7 Allah sizi terbiye ederken acılara dayanın. Allah size oğullara davranır gibi davranıyor. Babasının terbiye etmediği bir oğul var mı? 8 Allah bütün evlatlarına yaptığı gibi sizi de terbiye eder. Eğer etmezse, o vakit oğullar değil, kanun dışı evlatlarsınız. 9 Üstelik bizi terbiye eden bu dünyadaki babalarımız vardı ve biz onlara saygı duyardık. Buna göre ruhsal Babamız olan Allahʼa teslim olmamız çok daha önemli değil mi? Bunu yaparsak, hayat buluruz. 10 Bu dünyadaki babalarımız bizi kısa bir zaman için uygun gördükleri gibi terbiye ettiler. Allah ise, kutsallığına ortak olalım diye, bizi kendi iyiliğimiz için terbiye eder. 11 Terbiye edilmek ilk başta insana hoş gelmez, acı verir. Ama böyle eğitilenler sonunda doğru olanı yapmanın ürünü olan esenliğe kavuşurlar. 12 Onun için, sarkık ellerinizi kaldırın ve bükük dizlerinizi doğrultun. 13 “Ayaklarınıza dümdüz yollar yapın.”[c] O zaman incinmiş ayak sakat kalmaz, tersine şifa bulur.
18 İsrailoğulları gibi siz dokunulabilen, alev alev yanan dağa yaklaşmadınız. Ortalıkta karanlık, kapkara bulut ve fırtına da yoktur. 19 Onlar bir borazan çalındığını ve bir sesin konuştuğunu işittiler. Ses öyle korkunçtu ki, bunu işitenler kendilerine daha başka bir söz söylenmesin diye yalvardılar. 20 Çünkü Allah, “Bir hayvan bile bu dağa dokunursa, taşlansın!”[d] diye buyurmuştu. Onlar da bu buyruğa dayanamadılar. 21 Gördükleri o kadar korkunçtu ki, Musa, “Çok korkuyorum, tir tir titriyorum”[e] dedi.
22 Fakat siz Siyon Dağıʼna, diri olan Allahʼın şehrine, göksel Yeruşalimʼe, sayısız meleklerin şenliğine yaklaştınız. 23 Gökte adları yazılı ilk doğanların[f] topluluğuna katıldınız. Herkesin yargıcı olan Allahʼa geldiniz. Kusursuz hale getirilmiş doğru insanların ruhlarına yaklaştınız. 24 Yeni bir antlaşmanın aracısı olan İsaʼya da yaklaştınız. Oʼnun serpilmiş kanı, Habilʼin kanından[g] daha üstün bir anlam taşır.
25 Sakın bunları söyleyeni reddetmeyin. Allah, Musa aracılığıyla insanları yeryüzünde uyardı. Oʼnu reddedenler cezadan kaçamadılar. Şimdi Allah bizi gökten uyarıyor. Oʼndan yüz çevirirsek, bizim de kaçamayacağımız çok daha kesindir. 26 Musaʼnın zamanında Allahʼın sesi sadece yeri sarsmıştı. Ama şimdi Allah şöyle söz veriyor: “Ben bir kere daha yalnız yeri değil, göğü de sarsacağım.”[h] 27 “Bir kere daha” sözü şu anlama geliyor: Yaratılmış olan her şey sarsılıp ortadan kalkacak. Öyle ki, sarsılamayan şeyler kalsın. 28 Sarsılmaz bir krallığa kavuştuğumuz için Allahʼa şükredelim. Böylece saygı ve korkuyla Allahʼı memnun edecek biçimde ibadet edelim. 29 Çünkü “Bizim Allahımız ateş gibi yakıp yok edendir.”[i]
<- İbraniler 11İbraniler 13 ->- a Allahʼın tahtının sağında oturuyor Allahʼın yanında en şerefli yere kavuşmuştur.
- b Özdeyişler 3:11,12 (Eski Antlaşmaʼnın Septuaginta adlı Grekçe tercümesinden.)
- c Özdeyişler 4:26
- d Çıkış 19:12,13
- e Bakınız Yasanın Tekrarı 9:19 ayetine.
- f Gökte adları yazılı ilk doğanlar İmanlılara “ilk doğanlar” denir, çünkü onlar ilk doğan oğullar gibi Allahʼın bütün bereketlerini miras alırlar.
- g Habilʼin kanı Allah tarafından hoş karşılanan kurban getirdiği için kardeşi tarafından öldürülen Habilʼin kanı katilin cezalandırılmasını gerektiriyordu. İsaʼnın serpilmiş kanı ise Allah ile imanlılar arasında yeni bir antlaşma sağlar.
- h Hagay 2:6
- i Yasanın Tekrarı 4:24